18 Haziran 2024

Erdoğan'ın ikinci yenilgisi: Kelebeğin ömrü

Gerilim ve sertlik siyasetinin mimarı Bahçeli'nin yumuşamaya darbesi Erdoğan'ı yolundan çeviriyor...

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i parti genel merkezinde ziyaret etti (11 Haziran 2024)

Geçen akşam rüyamda tam kelebek görüyordum ki...

Aniden kelebek lafıyla uyanıyorum.

Rüyada kelebek görmek...

"Huzurun, refahın, barışın, esenliğin temsilcisi..."

Meğer TV'yi açık bırakmışım, haberlerde Tayyip Erdoğan partisinin Kızılcahamam toplantısında konuşuyor:

"Milletimizin umutlarını arttıran siyasetteki yumuşamanın bu sefer kelebek ömürlü olmamasını temenni ediyoruz".

Kelebeğin ömrü?..

Doğada binlerce kelebek türü var. Türüne göre, yaşamları iki ile altı hafta arasında değişiyor. Yani, kısa ömürlü.

Erdoğan "kelebek ömürlü olmamasını" temenni ederken, yumuşama siyasetini sonuna kadar destekliyor.

Yumuşamanın anlamı

AKP'lilerin alkışlarıyla kesildiği konuşmasında Erdoğan:

"31 Mart seçimleri sonrasında Cumhur İttifakı'nın gösterdiği olgun tavır partiler arasında yeni bir diyaloğa yol açtı. Yumuşama adı altında bu tavra katılan muhalefetin yeni üslubunu takdirle karşılıyoruz.

Yumuşama ile hukuka, insan haklarına, demokrasiye saygı göstermeyi anlıyoruz.

Türkiye'nin sorunlarının siyaset üstü ele alınması gerilimi zaten kendiliğinden düşürecektir. Halkın beklentisi bu yöndedir".

Aynı konuşmanın son cümlesi:

"Yumuşama ile birlikte halkımızın bahtı değişecektir".

Yok hayır, rüya görmüyorum. Karşımda kanlı canlı Erdoğan kürsüde, CHP lideri Özgür Özel'in başlattığı yumuşama siyasetinden övgüyle söz ediyor.

O sözlerden etkilenmiş olacağım ki, onun üslubuyla kendi kendime söyleniyorum:

"Hayırlara vesile olsun!.."

Bahçeli'den hem öyle hem böyle

Kronolojik olarak devam edersek...

Bu konuşmanın ardından Erdoğan CHP Genel Merkezi'ne gidiyor, Özgür Özel'in kendisine yaptığı ziyareti, nezaket göstererek, iade ediyor.

Yumuşama ve normalleşme sözleri havada uçuşurken...

Devreye aniden Devlet Bahçeli giriyor. Bir yandan "yumuşama sizin olsun, ben giderim ha" diye Erdoğan'a dirsek atarken, diğer yandan "ölsek de beraberiz" mesajını eksik etmiyor.

Bahçeli bu kavşağa boşuna girmiyor. Erdoğan'ın Özgür Özel'i ziyaret etmesinin hemen ardından cinayete kurban giden, eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in eşi ve iki kızını Saray'da kabul etmesi üzerine böyle bir tepki veriyor.

Kurban Bayramı mesajı

Bahçeli'nin çıkışına rağmen, Erdoğan Kurban Bayramı mesajında yumuşamadan yana tavrını sürdürüyor:

"Siyasette oluşan yumuşama ikliminin milletimizin tekrar kucaklaşmasına katkı sağladığını memnuniyetle müşahade ediyoruz".

Halk olumlu bakıyor

Erdoğan'ın gözlemi anketle doğrulanıyor.

14 Haziran tarihli Sözcü gazetesindeki yazısında İsmail Saymaz MetroPoll In Depth'in son anketine gönderme yapıyor:

"Halkın yüzde 70.9'u Erdoğan'ın Özgür Özel ile görüşmesini olumlu buluyor.

AKP'lilerin yüzde 78.6'sı, hatta MHP'lilerin yüzde 77.5'i yumuşama siyasetine olumlu bakıyor. CHP'lilerin ise, yüzde 63.9'u olumlu görüşte".

Erdoğan ve Özel doğru iş yaparken...

Bahçeli kendi tabanına bile ters düşüyor.

İki saat sonra Bahçeli

Erdoğan'ın yumuşamayı öven Kurban Bayramı mesajının üstünden iki saat geçiyor geçmiyor, Bahçeli de bayram mesajında artık kimseyi şaşırtmıyor:

"Yumuşama mesajlarına özenle saklanan ve sarılan yalan, dedikodu ve iftira kampanyasının hangi sinsi emellere, hangi sakat hedeflere odaklandığı az veya çok bellidir. Bir yanda yumuşaklık pozu veren, diğer yanda taşıdıkları nefret ve öfkeyi sağanak halinde yağdıran hırçın zihniyetlilerin iki yüzlülüğü utanç vericidir".

Aynı gün Erdoğan

Gerilim ve sertlik siyasetinin mimarı Bahçeli'nin yumuşamaya bu darbesi Erdoğan'ı yolundan çeviriyor.

İlk andan itibaren yumuşama siyasetini destekleyen...

Bahçeli'den birkaç saat önce bile, bayram mesajında yumuşama siyasetini öven...

Sanki Erdoğan değilmiş gibi...

Yurt dışından dönerken, uçakta Özgür Özel'e durup dururken yükleniyor:

"Siyasette yumuşama getirelim dedik, anlamadılar. Bu yumuşama, yeni başlangıç getirmez.

Sayın Bahçeli'nin konuyu böyle kapatması iyi oldu".

Bahçeli ne derse, o

31 Mart seçimlerinde Erdoğan iktidarının ilk yenilgisini alıyor.

Kendisi de söylüyor, anketler de doğruluyor, halkın destek verdiği yumuşama siyasetinden...

Bahçeli'nin darbesiyle geri dönüyor.

Bu onun ikinci yenilgisi.

Gerçek ortaya çıkıyor.

Bahçeli ne derse, onu yapıyor.

Kızılcahamam'da ne dediğini unutuyor:

"Yumuşamayı hukuka, insan haklarına, demokrasiye saygı olarak anlıyoruz".

Son yıllarda bu değerler zaten yerle bir!..

Herhalde bundan sonra da böyle.

Yirmi iki yılın tekrarı

Saate bakıyorum, daha çok erken.

Yeniden uykuya daldığımda...

Rüyamda kelebeği ölmüş görüyorum.

Doğru ya...

Ben zaten rüya görmüştüm.

Buz üstüne yazılan sözler.

Yirmi iki yılın tekrarı.

Yeni yenilgilerin habercisi.

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Binlerce hukukçuya çağrı: Bunun adını siz koyun!..

Anayasa’ya aykırı olduğunu bilerek, yasa teklifi hazırlıyorlar. Çünkü, Anayasa ve Anayasa’ya aykırılık artık bir şey ifade etmiyor. Hukuk başta, bütün idari ve siyasi kavramların içi boşalıyor

“An itibarıyla” geri çekildi: Uçuk kaçık etki ajanlığı

Dezenformasyon Yasası, Sıkıyönetim ve Savaş Yönetmelikleri, Ceza Yasasında değişiklikler, avukatlara getirilen ek yükümlülükler, şirketlere kayyım atanması, belediyelere kayyım atanması, Anayasa Mahkemesi kararlarını hiçe saymak derken... “Devletin güvenliği, iç ve dış yararları” başlığı altında otoriter düzeni kurmaya girişiyorlar

Beş çocuk faciası: Frenler artık tutmuyor

Yoksullukta çocukların “en savunmasız” olduğunu Türkiye dün çok acı bir haberle bir kez daha görüyor. Birileri de çıkıyor, “Bakanlık on sekiz kere gelmiş, çocukları almak istemiş, aile vermemiş” gibi, yönetimin sorumluluğunu azaltmaya çalışıyor. Bu söylenen doğru olabilir ancak, yönetimi sorumluluktan kurtarmaz

"
"